Çevirmenlik yalnızca kelimeleri değil, dünyayı taşımaktır…
Çeviri fiyatlarına göz attığınızda fark etmişsinizdir: bazı dillerin çevirisi diğerlerine göre çok daha yüksek ücretlerle yapılır.
İngilizce, Almanca veya Fransızca gibi yaygın diller uygun fiyatlıyken; Japonca, Karadağca, Norveççe, Fince, İbranice ya da İzlandaca gibi dillerin çevirileri bir anda iki hatta üç katına çıkabilir.
Peki neden?
Cevap, yalnızca diller arasındaki farkta değil, dile erişim ve öğrenme zorluğunun yarattığı görünmez değerdedir.

Nadir diller, nadir ustalık ister
Bir dilin çeviri fiyatı, o dilin yaygınlığına ve erişilebilirliğine bağlıdır.
Çevirinin yapıldığı ülkede bir dil ne kadar az biliniyorsa, o dili bilen profesyoneller de o kadar azdır.
Örneğin Türkiye’de İngilizce bilen binlerce çevirmen bulunabilir, fakat aynı şeyi Japonca, Fince veya Norveççe için söylemek zordur.
Dünya genelinde de bu diller “nadir diller” kategorisindedir, yani hem öğrenilmesi zor hem de öğreten kaynaklara ulaşmak güçtür.
Bir Japonca çevirmen, yıllar süren eğitimle sadece dilbilgisi değil, o kültürün iletişim biçimini de öğrenir.
Fince ya da Norveççe bilen biri, yalnızca kelimeleri değil, kuzeyin soğuk mantığını ve kültürel sezgisini de taşır.
Bu bilgiye erişim zor, bu emeği gösterebilen kişi az olduğunda, o emeğin değeri doğal olarak yükselir.
Yeminli tercüme: sorumlulukla gelen değer
Bazı dillerde noter yemini almak kolay değildir.
Türkiye’de noterliklerde kayıtlı İngilizce, Almanca veya Fransızca tercüman sayısı çoktur; fakat Japonca, Korece, Tayca, Farsça, Norveççe gibi dillerde noter yemini olan çevirmen sayısı parmakla sayılacak kadar azdır.
Noterler, bu dillerde yemin verecek tercüman bulmakta zorlanır.
Bazı dillerde ise yalnızca noter değil, adli yeminli tercüman zorunluluğu vardır.
Mahkeme veya savcılık çevirilerinde, o dili bilen kişi sadece tercüman değil, adaletin bir aracıdır.
Bu da işi hem etik hem hukuki olarak çok daha sorumlu kılar ve bu sorumluluk, fiyatlara yansır.
Çevirmenlik: kelimelerin değil, anlamın hizmetidir
Bir çevirmen, yalnızca diller arasında değil, anlam ile insan arasında köprü kurar.
Bazen bir kelimeyi çevirmek için saatlerce düşünür, bir cümlenin ardındaki kültürel çağrışımı çözmek için araştırma yapar.
Çünkü çeviri, kelimeleri taşımak değil, düşünceyi yeniden yaratmak demektir.
Bu nedenle çevirmenlik, bir meslekten öte bir hizmet ve bilinç işidir.
Bir çevirmen, dili çözmekle kalmaz; kültürler arasında güven inşa eder, toplumlar arasında anlamı korur.
Her dil, bir emek dünyasıdır
Ucuz çeviri ararken ya da fiyat konusunda pazarlık yaparken, çevirmenin yalnızca fiyatını değil, uzmanlık alanını ve emeğini de dikkate almak gerekir.
Çünkü her metin, kendine özgü bir bilgi dünyası taşır: hukuki bir sözleşme, tıbbi bir rapor veya teknik bir kullanım kılavuzu aynı kelime bilgisiyle çevrilemez.
Her biri farklı terminoloji, dikkat ve sorumluluk ister.
Bu yüzden bir çevirmenin yıllarını vererek edindiği dil bilgisi, akademik donanım ve alan deneyimi, fiyatın bir parçası değil, onun temelidir.
Unutmayın, bir çeviri ne kadar ucuzsa, anlam kaybı o kadar pahalıya mal olabilir.


